Son Haberler

Gül ve Davutoğlu hayır mı?


 Yazar Rafet Ballı Aydınlık’taki köşesinde  eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Başbakan Binali Yıldırım’ın kahvaltı davetine “mazeret” bildirerek katılmamasının arka planını değerlendirip AKP'de büyük bir operasyon yapılacağını söyledi...


işte o yazı

“Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu.
“İkbal” sahibiydiler.
Ama Tayyip Erdoğan “makbul” saymıyor onları.
Krizlerde ilk güvenilmeyecekler listesinde görüyor.


***

Ortak geçmişlerine bakıyoruz.
Gül’ün cumhurbaşkanlığı: Dayatıldı.
AKP + Cemaat + Amerikancı liberaller koalisyonu böyle gerektiriyordu.




Davutoğlu’nun başbakanlığı: “İç”ten çok “dış” içindi.
Erdoğan “dış”ta istenmediğinin farkındaydı.
Batı’daki boşluğunu Ahmet Bey’le ikame etmek istemişti. Geçici de olsa.

***


Binali Yıldırım. Başbakan.


Dün daveti vardı.
Eski bakanları kahvaltıya çağırdı.
Çoğu katıldı. Bülent Arınç dahil.
Bülent Bey’in AKP’deki ilkesini biliyoruz: Günü gelinceye kadar katlanmak.
Sabırlı. İtilip kakılırken bile itirazsız.
“Hayır”lısıyla 17 Nisan’ı bekliyor.
Kahvaltı çıkışında söyledi de: “”17’sinden sonra görüşürüz”

***

Siyaset bu.
İki isme aynı tarife uygulanmış: Hüseyin Çelik ve Efkan Ala’ya.
“Eski bakan” kontenjanından çağırılmışlar.
Birinin adı FETÖ’yle birlikte anılır.
Diğeri: 17-25 Aralık’ta en sadık bürokrat.
“Mahdum”un evine gelecekler için “vur emri” vermişti. Kurtarmıştı.
Bir ders: “Sadakat” tamam. Reis, önce “kurtarıcı”dan kurtulmak ister.



***

Kahvaltının iki eksiği vardı: Gül ve Davutoğlu.
Zaten beklenmiyordu.
Erdoğan cenahındaki kesin kanaat: İkisi de “hayırcı”.
İkiliyle benzer pozisyondaki isimlerle konuşuyorum.
Tutumlarını saklamıyorlar.
Faaliyetleri de, temennileri de “hayır”dan yana.



***

AKP’deki muhalefet iki zemine yaslanıyor.
Biri: Küskünler.
Diğeri: Batı projelerinde rol bekleyenler.
İkinciler elbette daha organize.


Gözler öncelikle Gül ve Davutoğlu’nda.

***

Soru değişmiyor: Gül öne çıkmaya cesaret eder mi?
Erdoğan tökezlemezse, ihtimal verenler az.
Ya Davutoğlu?
Yaygın anlayış: Daha atak olabilir.
Aynı değerlendirmelere göre...

İkisinin de ortak bir sorunu var: Denendiler, yıprandılar.
En önemlisi: AKP tabanında karşılıkları yok.
Bu yüzden: “Üçüncü bir isim” üzerinde duruluyor.






***

Aslında Abdullah Gül, sanıldığı kadar geride durmuyor.
Görüşüyor...
Buluşuyor...
İstişare ediyor.
Hem de fazla bilinen isimlerle.
Bazılarıyla buluşmaları düzenli.

***

Bakıyorum: Gül’ün temasları aslında şaşırtmıyor.
Bu aşamada fazlasını yazmak istemiyorum.
Fakat: En azından şunu söylemek mümkün.
Gül ve “sol”daki bazı isimler bir misyon seçmişler.
Batı projesi hükümet modellerini “diri” tutuyorlar.
Unutulmasın: FETÖ de projenin parçası.

***

Şu soru yerindedir: Gül-Davutoğlu cenahı “hayır”ın pususuna mı yattı?
Elbette: Kuvvetli bir “hayır” onları mutlu eder.
Fakat, “proje”nin asıl sahibi Batı.
Batı, “evet” ihtimaline de hazır.
Her iki ihtimalde de hedef değişmiyor: AKP’nin bölünmesi.
Hükümet formülü belli: AKP’nin Gül-Davutoğlu kanadı + CHP’nin Batıcıları/Kürtçüleri + HDP.
Referandum sonucu sadece “yöntem”i etkileyecek.

***

Referandumla yeni bir dönem açılacak.
Belirleyici tercihi halk yapacak.
Ya: İktidar tek elde toplanacak.
Ya da: Bütün meşrû kuvvetlerin katıldığı milli seferberlik hükümeti.

***

Bu arada kayda geçirelim.
Erdoğan cenahı AKP’de operasyona hazırlanıyor. Sarsıcı bir operasyon.
Hedefte: Gül-Davutoğlu kanadıyla FETÖ uzantıları var.
15 Temmuz’un hemen ertesinden beri planlanıyor.
Sorun kapsamda değil zamanlamada.
Referandum sonrasına kalacak deniyordu.
Şimdi konuşulan: Erkene alındı.”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Milli Detay Designed by Templateism.com Copyright © 2014

Blogger tarafından desteklenmektedir.