Son Haberler

Çalınan oylara karşı Çaresiz ler mi?




Çalınan oylara karşı Çaresiz ler mi?
Sonuna kadar okumanız tavsiyedir. Okumayan çok şey kaçırır!


             Milli Detay olarak ilk önce size şunları hatırlatmak istiyoruz. 16 Nisan'da rejimi değiştirecek bir seçim yaşandı. Seçimden hemen sonra seçimlerle çok büyük iddialar ortaya atıldı. 2 Milyon geçersiz oy pusulası, sahte oylar ve çalınan oylardan bahsedildi. Muhalifler ve siyasiler bu iddiaları sahiplenip seçimlerin iptal edilmesini ve seçimin geçersiz olduğunu söylediler. Bu gelişmelerden hemen sonra seçimin kesin sonuçları açıklanınca muhalifler AİHM ve Anayasa mahkemesine başvuru kararı aldılar...

           16 Nisan'dan sonra yaşanan aşağı yukarı böyle. Peki bundan sonra ne olacak kafa yoralım mı ne derseniz? 
           
           Erdoğan ve hükümet,  16 Nisan'dan seçimin geçerli olduğunu ve AİHM benzeri kuruluşların kararlarını tanımayacaklarını üstü kapalı olarak söyledi. Bunlar olurken muhalif cephe  sadece mahkemelere başvurup hukuk yoluyla hak aramaktan bahsedip  sokağa çıkmaktan ve diğer alternatif yöntemlerle hak aramaktan hiç bahsetmedi. Bir avuç hak ve adalet arayan vatandaş sokağa çıkıp hak ararken ne hikmetse MUHALİF PARTİLER sokağa çıkmayarak bu hak arayan insanlara destek vermeyerek hak arayanları adeta gizli şeklide TERÖRİST ilan etti...
           
        Yazımızın buraya kadarını okuyanlara şunu hatırlatmak istiyoruz. Eğer oy çalınma iddiaları doğruysa ve oylarımız haksız şekilde yenmişse  HUKUKU TANIMAYACAĞINI açıkça söyleyen bir lidere karşı sadece hukuk yolunu kullanarak mücadele etmek ne kadar mantıklı? Başkanlık sistemi en çok Türkiye'nin düşmanlarına yararken AİHM den olumlu karar çıkmasını beklemek, devlet AKPnin elindeyken YÜKSEK YARGIDAN çare beklemek ne kadar mantıklı? Bu iki mekanizma da hakkımızda olumlu karar alsa bile kararları tanımayacağını belli eden bir hükümetten insaf beklemek ne kadar mantıklı?

MUHALİFLERİN ADAM GİBİ SESİ ÇIKMASI GEREK!

      16 Nisan'da Türkiye'yi sandığa götürerek Türkiye'nin kaderiyle oynayan muhalifler ikinci büyük hatayı sadece hukuka başvurarak ve adalet aramayarak, sadece bir yolu deneyerek yapmaktadırlar. Türkiye'nin kaderini hukuku tanımayan tanımayacağı belli olan üstelik ne karar vereceği belli olmayan mahkemelerin eline bırakmak resmen Cumhuriyet'in cinayetidir. Sadece hukuk kanallarını kullanmak tek çare değildir ve ayrıca yaşanılan hukuksuzluklar karşında adalet yolu dışında başka bir şey olmadığını söylemek bu ülkeye ihanettir. Eğer muhalif partiler seçimlerde haksızlık yapıldığını düşünüyorsa oylarımızın gerçekten çalındığını söylüyorlarsa bu konuda CİDDİLERSE ADALETE, DEMOKRASİYE, HUKUKUĞA bağlı kalarak her türlü yolu denemelidirler. Farkında mısınız bilmiyorum ama muhalif cephede sadece çözüm kurtuluş için bir yol gösterilmekte ve çaresizlik havası estirilmektedir.  Çaresizlik çözüm değildir, yapılacak ilk iş partilerin adam gibi sesini çıkmasıdır...






HUKUKSUZLUĞA KARŞI NELER YAPILABİLİR?


       Öncelikle tekrar şunu hatırlatmak istiyoruz. Sadece adalet kanallarını kullanarak hak aramak Cumhuriyetle kumar oynamaktır. Adalet mercilerinin yanlış karar alması veya iktidarın kararları tanınması durumunda HUKUKSUZ VE ÇALINAN OYLARLA başa gelen iktidar onanacaktır. Bundan daha kötüsü böyle fiili durum karşısında eğer adam gibi hak aranmazsa sokak eylemleri de zamanla kesileceği için halk; bu hak yenmeyi kanıksayacak, kabul edecek ve Türkiye 2019 seçimlerine hazırlanacaktır! Kısacası çalınan oylarla hukuksuzla başkanlık kabul edilecek ve başkanlık rejimi yeniden yerleşecektir.

  Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra Hukuksuzluğa ve çalınan oylara karşı pek yol mevcut olduğunu hatırlatmak isteriz. Ne dersiniz bize tek çare olarak bir yolu gösterenlere ve çaresizliği dayatanlara farklı yolları da hatırlatalım mı?

İŞTE SİYASİ PARTİLERİMİZİN YAPABİLECEKLERİ: 
Siyasi birlik ve deklarasyon!

      Hukuksuzluğa adaletsizliğe karşı yapılan en önemli iş toplumun ileri gelenlerinin bir araya gelip siyasi birlik oluşturması ve tek ses çıkmasıdır. Bu tür tek sesli oluşumlar güç yaratır ve güç sözünü dinletir. Genelde bu tür oluşumlar meyve olarak bir deklarasyon yani bildiriyle sonuçlanır. Hatırlayınız Cumhuriyet böyle kurulmadı mı? (Genelgeler ve kongreler). 16 Nisan'dan sonra siyasilerimizin yapması gereken ilk şey bir araya gelip deklarasyon yayımlamaktır!

Sesin bütün Türkiye'ye ulaşması

    Şunu unutmayalım ki bizler sosyal medyada oyların çalındığını ve hukuksuzluğu görüyoruz ama medya yüzünden toplumun önemli kesmi olanları bilmiyor. Muhalifler ortak açıklama yaptıktan sonra mutlaka MEDYADAN YANİ TELEVİZYONLARDAN seslerini duyurmaya çalışmalı.

Sokak eylemleri

   Sesi duyurma ve derdini anlatmanın en iyi şekillerinden biri de sokak eylemleridir. Sokak eylemleri olmadan yapılacak her türlü girişim başarısız kalacaktır. Bu yüzden KİMSENİN BURNU BİLE KANAMAYACAĞI adalete ve hukuğa bağlı kalarak eylemler düzenlenmeli insanlar sokağa davet edilmelidir.

Meclisten çekilme

Hukuksuzluğa karşı başka bir başkaldırı yöntemi de meclisteki partimiz CHP nin meclisten çekilmedir. Bu en son çaredir ama en çok işe yarayan maddedir...

ATATÜRKÇÜLER ÇARESİZ Mİ?


Çalınan oylar karşısında yapılacakları sıraladık. Siyasilerimiz isterse birleşebilir, isterse medyaya çıkıp sesimizi duyurabilir, isterlerse sokak eylemleri düzenleyebilir isterlerse meclisten çekilebilirler. Ülkenin kaderini değiştirecek çok önemli bir konuda neden bize tek yolu gösterip çaresizlik kaderimizmiş gösteriyorlar? Milli Detay olarak soruyoruz:

CHP, VATAN, HEPAR gibi partilere oy atanlar, sokaklarda hak arayanlar çaresiz mi?

 Çözüm için binlerce yol varken çaresiz miyiz?

Atatürkçüler çaresiz mi?

Çaresiz miyiz? Evet, hayır?

Vatanseverler neler yapabilir?

Milli Detay olarak açık ve seçik olarak şunu diyoruz. Çaresizlik çözüm değildir. Siyasi partilerimiz yukarıda yazdıklarımızı uygulayabilir ve hatta daha fazlasını yapabilir...

Bizim gibi çaresizliği kabul etmeyenlere şu  önerilerde bulunacağız:

Çaresizliği kabul etmeyenler için yapacağı ilk şey başkalarını uyandırmaktır. Okuduğunuz bu yazıyı çevrenizdeki insanların okumasını sağlamak ve diğer insanlara ulaştırmaktır. Yazıyı saklayıp defalarca başka paylaşarak başka insanlara ulaştırın. Ne kadar çok paylaşırsanız o kadar iyidir çünkü tepki gelmesini sağlacaktır. İkinci yapacağınız şey fikri yaymaktır. Burada yazanları çevrenize anlatıp çaresiz olmadığımızı gösterebilirisiniz. Fikri yaymak yazıyı paylaşmaktan daha önemlidir. Çevrenizdeki insanlarla mutlaka konuşup onlarları anlatınız...

Yapılacak en önemli şey...

Yapılacak en önemli verilen oyların hesabının sorulmasıdır.  Çalınan oyların hukuksuzluğun hesabını sormak için binlerce yol varken bize çaresizliği ve sadece bir yolu gösteren siyasilere nerdesiniz diye sorulmalıdır. Onlardan çözüm ve çare istenmelidir. Eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız yapmanız gereken en önemli şey sosyal medyadan yakınmayı bırakıp size en yakın partinin il ve ilçe teşkilatlarına gidip nerdeseniz diye sormanızdır! Yani gerçek olmanız gerçek bir birey hareket etmenizdir. Sakladığınız yerden çıkın ve başta oy attığınız partiler olmak üzere CHP, VATAN, HEPAR bütün partileri uyarın. Bunu hem sosyal medyada hem de gerçek hayatta yapın. Kapılarını çalın partileri sıkıştırın.


SİYASİ PARTİLERE siyasi partilerin yöneticilerine Yapılacak tonla şey olduğunu çaresiz olmadığımızı söyleyin!!!


Verdiğiniz desteğin, oyların hakkını sormadığınız sürece hiçbir şey değişmeyecektir. Çaresiz değiliz bir şeyleri değiştirmek elimizde!!!

Oturduğu yerde yakınıp hiçbir şey yapmayanlar farkında olmadan haksızlığa destek olacaktır...

Yakınmayın harekete geçin..

Tekrar soruyoruz...

ÇARESİZ MİYİZ?



yazan : Milli Detay...

    




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Milli Detay Designed by Templateism.com Copyright © 2014

Blogger tarafından desteklenmektedir.